15.05.2020

Sözleşmeli Üretim Modeli ile hedef 1 milyar ₺ alım

Ekim döneminden hasat sonrasına kadar tarımsal üretimin her aşamasında ortaklarına destek veren Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri, 2020 yılı sözleşmeli üretim ve tarımsal ürün alım faaliyetlerini düzenlenen tanıtım toplantısı ile açıkladı.

Tarım Kredi Kooperatifleri, 2020 yılında 3 milyon dekarlık tarım arazisinde ortakları aracılığıyla üretimi yapılan 1 milyon 600 bin ton ürün alımı yapacak.

Ortaklarının pazar kaygısı duymadan, güvenle ekim yapabilmeleri ile piyasa dengesinin korunması amacıyla “Tarladan sofraya” sloganıyla başlatılan talebe bağlı planlı üretim modelinde “2020 yılı için Sözleşmeli Üretim ve Tarımsal Ürün Alım” faaliyetleri, video konferansla düzenlenen tanıtım toplantısıyla paylaşıldı.

Tanıtım toplantısındaki konuşmasına 14 Mayıs dünya çiftçiler gününü kutlayarak başlayan Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Dr. Fahrettin Poyraz çiftçilere bereketli ve hayırlı kazançlar diledi.

Tarım Kredi’nin “Sözleşmeli Üretim ve 2020 Yılı Tarımsal Ürün Alım” faaliyetleri hakkında bilgi veren Poyraz, önceki yıllarda pilot çalışmalar yaptıklarını, 2020 yılı itibariyle sözleşmeli üretim modeline ağırlık verdiklerini söyledi.

Poyraz, “İnsanlık olarak sıra dışı günler yaşamaktayız. Uluslararası düzeyde pek çok sektörün sorgulandığı böyle bir zamanda; gıdanın, tarımın, üretimin ne denli önemli olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Tarım gibi stratejik öneme sahip bir alanda devamlılık, fiyat ve kalite istikrarının sağlanması, ithalatın azaltılıp ihracatın artırılması için üretimde planlamanın önemi daha da belirgin hale geldi.

Tarımda zaman zaman üreticilerin yüksek gelir beklentisiyle aynı ürüne yönelmelerinden kaynaklanan sıkıntılar yaşanmakta. Talep fazlası ürünlerin çoğu zaman hasadı bile yapılmamakta. Bunun yanında yakın zamanda gördüğümüz gibi bazı fırsatçılar, fiyat yükseltme beklentisi ile üreticilerimizin ürünlerini alarak depolamakta ve bundan dolayı piyasada dönem dönem belli ürünlerde sıkıntılar yaşanmakta. Bazı dönemlerde de para etmez düşüncesiyle bazı ürünlerde ekim yapılmaması nedeniyle fiyatlarda aşırı yükselme, hatta ithalat mecburiyeti yaşanmakta. Bundan dolayıdır ki sözleşmeli üretim modeli elzem bir duruma gelmiştir.” dedi.

“Pilot uygulamalarımız başarılı oldu”

Bir buçuk, iki yıldır gündeme getirdikleri sözleşmeli üretim modeli çalışmaları olduğuna dikkat çeken Poyraz sözlerine şöyle devam etti:

Tarımsal üretimdeki sorunların önemli ölçüde minimize edilmesi ve sözleşmeli üretime geçilmesi noktasında bir gayretimiz var. Bu konuda pilot uygulamalarımızı yaptık. Oldukça başarılı neticeler de aldık. Bir rol model olarak biz bu sistemi başlattık.

Sizlerin de yakından takip ettiğiniz üzere, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli geçtiğimiz günlerde DİTAP (Dijital Tarım Pazarı) projesinin tanıtımını yaptı. DİTAP, tohumdan çatala kadar olan zincirin takip edildiği, üretim ve tedarikin sağlandığı, planlı üretimin yapıldığı pazar olacak. 

Hem üretici hem tüketici hem de sektörün kazanması hedeflenen DİTAP ile Tarım ve Orman Bakanlığı, çiftçinin ürettiği ürünlerin, Dijital Tarım Pazarı (DİTAP) sayesinde değer fiyattan tüm alıcılar ve üreticilerle buluşturmayı hedefliyor.

“Kurumlar arası işbirlikleri ile büyüyecek”

Bu alanda gerek kurumlar arası işbirlikleri ile yeni pazar oluşumları sağlama gerek kendi şirketlerimizin üretim ve kaynak ihtiyaçlarını karşılamak olmak üzere çeşitli çalışmalar sürdürüyoruz.

Tarım Kredi Kooperatifleri olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük tedarikçilerinden biriyiz. Yine Kredi Yurtlar Kurumu ile başlattığımız çalışma ile Türkiye genelinde yurtta kalan öğrencilerimizin temel gıda maddelerinin tedariki doğrudan Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından yapılmakta. Çeşitli üniversite ve kamu kurumlarıyla da benzer çalışmalarımız devam etmekte. Ayrıca MEYED (Meyve Suyu Endüstrisi Derneği), Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği, ETİ ve işbirliği protokolünü geçen hafta imzaladığımız NİSAD (Nişasta Sanayicileri Derneği) gibi gıda sektörünün önemli aktörleriyle işbirliklerimizi sürdürüyoruz.  

Ortaklarımızın pazar kaygısı duymadan, güvenle ekim yapabilmeleri ve piyasa dengesinin de korunması amacıyla sözleşmeli üretim modeli çalışmaları yapıyoruz. Bu sayede tek bir üründe yoğunlaşma ya da belli ürünlerde ithalata ihtiyaç duymadan yerli kaynakların verimli kullanımına ve milli tarım projesine de destek veriyoruz.

“2020 yılı hedefi 1 milyar TL”

Bu kapsamda ürün değerlendirme çalışmaları, özellikle önem verdiğimiz bir konu. 2017 yılında 450 milyon TL bedelle 447 bin ton ürün satın alımı gerçekleştirdik. 2018 yılında ise bir önceki yıla göre yüzde 72’lik artış sağlanarak toplamda 800 milyon TL bedelle 620 bin ton ürün alımı yaptık. 2019 yılında da 760 bin ton ürün 1 milyar 250 milyon TL bedelle üreticilerimizden alınmıştır.

2020 yılında da ürün değerlendirme faaliyetleri kapsamında 11 Mayıs 2020 itibariyle üreticilerimizden 61 bin ton ürünün 195 milyon bedelle alımı gerçekleşmiş olup, geçen yılın aynı dönemine göre tutar bazında% 7 oranında bir artış sağlanmıştır.

17 Bölge Birliğimizce gerçekleştirilen ürün alımlarıyla 2019 yılında verilen hedeflerde yüzde 100’lük karşılama oranı yakalanmıştır. 2020 yılında ise geçtiğimiz 3 yılın tecrübesiyle hedefimiz 2.5 milyar TL bedelle ürün değerlendirme faaliyetlerini tamamlamak. Orta vadede ise bu rakamı 5 milyar TL seviyelerine çıkarmak istiyoruz. 2020 yılı için hedeflediğimiz 2,5 milyar TL’lik ürün alımının 1 milyar TL’lik kısmını Sözleşmeli Üretim Modeli kapsamında almayı planlıyoruz. 

2020 yılından itibaren otomasyon sistemimizde yapılan düzenleme kapsamında çiftçilerimiz ile yaptığımız üretim sözleşmelerini sisteme entegre etmeye başladık.

Bu kapsamda yaklaşık 400 bin dekarlık alanda 500 milyon TL tutarında sözleşme girişi yapılmış olup, Ayçiçek, Çeltik, Silajlık Mısır, Dane Mısır, Salçalık Domates ve ikincil ürün olarak yetiştiriciliği yapılan çeşitlerin sözleşme girişleri halen devam etmektedir.

2020 yılında çiftçilerimiz ile 1 milyon dekar alanda Sözleşmeli üretim yapılmasını planlıyoruz.”

“TK SERA çalışmalarına başladı”

2019 yılında kurulan TK SERA ile birlikte serada üretim yapan üreticilere yönelik çalışmalar yaptıklarını kaydeden Poyraz, “Sözleşmeli üretim kapsamında Kooperatiflerimiz işbirliğinde üretilen ürünlerin alınarak ulusal zincir marketlerine satışına yönelik çalışmalar devam etmektedir.

Yapılan işbirlikleriyle bir yandan özellikle küçük ölçekte üretim yapan çiftçi ve ortaklarımızın pazar kaygısı taşımadan pazara ulaşmasına katkı sağlarken diğer yandan tüketicilerimizin de daha uygun koşullarda kaliteli ve ekonomik ürün tüketmelerine aracılık ediyoruz.

Tarım Kredinin satışlarının regülasyon etkisi ile diğer firmalar, fiyatlarını revize etmek zorunda kalmakta, dolayısıyla Tarım Kredi çiftçilerimize; tarımsal girdilerin fiyatlarını baskılamasıyla da katkı sağlamaktadır. Bu sayede üretim öncesi girdi noktasında desteklediğimiz çiftçilerimize, üretim sonrası ürün değerlendirme çalışmalarıyla da katkı sunuyoruz. Ürün değerlendirme faaliyetlerimiz, tarımda üretimin sürdürülebilirliği ve güvenilir gıda arzı noktasında özellikle üzerinde durduğumuz konulardan.

Bu alanda Tarım Kredi olarak gerek kurumlar arası işbirlikleri ile yeni pazar oluşumları sağlama gerek kendi şirketlerimizin üretim ve kaynak ihtiyaçlarını karşılamak olmak üzere çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.

Kadın kooperatiflerine kredi imkânı

Toplantının sonunda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Poyraz, büyük kısmı tarımda istihdam edilen kadınların oluşturduğu kadın kooperatiflerine de kredi imkânları sunduklarını, kadınların emeklerinin değerinde pazara taşınması noktasında destekleri olduğunu ve mevcut durumda Türkiye’nin farklı noktalarından 15 kadın kooperatifi ile işbirliği yaptıklarını ifade etti.

Tarım Kredi Kooperatif Market sayılarının 100’e yaklaştığını kaydeden Poyraz,  “Market açmanın bizim açımızdan çok zor bir tarafı yok. Ama bizim önceliğimiz marketlerde raflara koyduğumuz ürünlerin, çiftçiden aldığımız ve kendi fabrikalarımızda işlediğimiz ya da kendi standartlarımızda ürettirdiğimiz ürünler olması lazım. Bu ürünleri sadece Tarım Kredi Kooperatif Marketlerinde satmıyoruz. Diğer 22 bin market, kamu kurumları, Kızılay, AFAD, cezaevleri gibi diğer yerlere de karşı sorumluluklarımız var. Bu sene bir taraftan kurumsallaşmayı hızlı bir şekilde tamamlarken, bir taraftan da sayımızı arttıracağız. 2021 yılı için hedefimiz 500 market sayısını yakalamak. Ancak özellikle yaşadığımız süreç şunu da bize gösterdi: Sadece market açmamız yeterli değil, dijital platformu kullanarak sanal market alt yapısını da oluşturmamız gerekiyor. Şu anda bir ekibimizde hızlı bir şekilde bunun üzerine çalışıyor.” dedi.